DEVAM: 147-148. Rükuda
Ve Secdede Dua
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
سُلَيْمَانَ
الْأَنْبَارِيُّ
حَدَّثَنَا
عَبْدَةُ عَنْ
عُبَيْدِ
اللَّهِ عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ يَحْيَى
بْنِ
حَبَّانَ
عَنْ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
الْأَعْرَجِ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ عَنْ
عَائِشَةَ
رَضِيَ
اللَّهُ
عَنْهَا قَالَتْ
فَقَدْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
ذَاتَ
لَيْلَةٍ فَلَمَسْتُ
الْمَسْجِدَ
فَإِذَا هُوَ
سَاجِدٌ
وَقَدَمَاهُ
مَنْصُوبَتَانِ
وَهُوَ يَقُولُ
أَعُوذُ بِرِضَاكَ
مِنْ
سَخَطِكَ
وَأَعُوذُ
بِمُعَافَاتِكَ
مِنْ
عُقُوبَتِكَ
وَأَعُوذُ
بِكَ مِنْكَ
لَا أُحْصِي
ثَنَاءً
عَلَيْكَ
أَنْتَ كَمَا
أَثْنَيْتَ
عَلَى
نَفْسِكَ
Aişe (r.a.)'den;
demiştir ki: Bir
Diğer tahric: Müslim,
salat; Ebu Davud, vitr, Tirmizî, deavat; Nesaî, tahare, tatbik, sehv,
kıyamulleyl; îbn Mace, ikame, dua, Ahmed b. Hanbel, I, 96, 118, 150, VI, 58,
201.
AÇIKLAMA:
Metinde geçen
"kendisini namaz kıldığı yer (mescid)de araştırdım" sözünden maksat
"kendisini odanın içinde namaz kılmaya tahsis edilen yerde aradım"
demektir. Nesaî'nin rivayetinde ise, bu olay şöyle ifade edilmektedir:
"Bir gece Resul-i Ekrem'i bulamadım. Eşlerinden birinin yanına gitmiş
olabileceğini düşünüyordum.
Evde namaz kılmak için
tahsis edilen yerde rüku yahut da sü'cud halinde gördüm."
Müslim'in rivayetinde
ise; "Bir
"Senin gazabından
rızana, azabından affına, Senden yine Sana sığınırım" duasının manası ile
ilgili olarak Hattabî şunları söylemektedir: "Bu sözde şöyle bir incelik
vardır: Resulullah (s.a.v.) Allah Teala'nın gazabından yine onun rızasına,
azabından affü keremine sığınmıştır. Rıza ile gazab, azabla af birbirlerine zıt
kelimelerdir. Söz, zıddı olmayan Allah Teala hakkında olunca, zıddı olmadığı
için bu zıtlığı şeklen devam ettirerek Allah'dan Allah'a sığınmıştır. Bunun
manası, ona karşı yaptığı ibadet ve senalarda vaki olan kusurlardan dolayı
Allah'dan af dilemekdir."
Merhum Elmalılı Hamdi
Efendi ayet-i kerimesini tefsir ederken şunları söylemektedir: "Gönüller
fanî varlıklara bağlandığı zaman genellikle korku ile ümidin kaynağını başka
başka görür ve o zaman bakarsınız bir tarafta dilber sevgi mabudları, bir
tarafta da kahraman korku ma'butları dizilmiştir. İkisinin arasında kalan
zavallı kalb ikisine de kendini sevdirip korkusunu defetmek ümidine ermek için
ne heyecanlarla kıvranır, nice mantıksız tezellüller ve ta'zimler izhar ederek
çırpınır, tapınır ve kendi fikrince bu bir ibadet olur. Faîcat ne faide ki,
nazarında ümidi veren başka, korkuyu veren başka ve bunları birleştiren hakim
temel yok... Susuzluğum-daki hararet ve suyu içtiğim zamanki neş'e sadece sudan
kaynaklanıyorsa, her susadığım zaman suya koşmamın bir manası vardır. Fakat
bunlardan biri suyun diğeri ateşin eseri ise, sudan ateşe, ateşten suya koşmak
yorgunluğu iyice arttırmaktan başka bir netice vermez."
Aynı zamanda
"senin gazabından affına sığınırım" cümlesinde "rahmetim
gazabımı geçmiştir"[bk. Keşfu'l-hafa, I, 448.] hadis-i şerifine işaret;
"Seni övmeyi
(gereği kadar) sayıp bitiremem" cümlesinde de "Eğer Allah'ın
nimetlerini saymaya kalkarsanız, sayamazsınız"[ibrahim 34] ayet-i kerimesine
işaret vardır.